Bugün, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. 1954 yılından bu yana her 20 Kasım, çocuk haklarının görünürlüğünü arttırmak için Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanıyor. Çocuk Hakları Bildirgesinin (20 Kasım 1959) ve Çocuk Hakları Sözleşmesinin (20 Kasım 1989) Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilmesi de yine 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününe denk geliyor. Türkiye’de de her yıl olduğu gibi bugün de birçok kurum kutlama mesajları paylaşıyor. Peki, 20 Kasım gönlümüzce kutlayabileceğimiz bir gün müdür?
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2025 yılı içerisinde tespit edilebilen çocuk işçi ölümlerinin 81’e ulaştığını duyurdu.
Belirli gün ve haftalar listesinde yer alan 20 Kasım için karnemiz pek iyi değil. 2024 yılı sonu itibariyle Türkiye nüfusunun yüzde 25,5’ini çocuklar oluşturuyor. Yani 21 milyon 817 bin 61 çocuğumuz var. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hazırladığı İstatistiklerle Çocuk, 2024 raporuna göre, Türkiye’de 7 yaşına ulaşan bir çocuğun kalan yaşam süresi ortalama 71,3 yıl ama çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki çocuklar için beklenen yaşam süresi ise 63,5 yaş. Eğitim ile emek arasına sıkışmış çocukların yaşam süresi bile resmi verilerde kısalıyor. İSİG Meclisi, 2025 yılı içinde tespit edilen çocuk işçi ölümlerinin 81’e ulaştığını duyurdu. 14-17 yaş arasındaki çocuklar, bir gün okulda, dört gün işyerinde “eğitim” denilerek Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) kapsamında ucuz işçi gücü olarak tekstil ve metal fabrikalarında, inşaatlarda çalıştırılıyor.
Çocuk Hakları Sözleşmesi madde 32: çocuk işçiliği
“Devletler, çocukları kendileri için tehlikeli olabilecek veya sağlıkları veya eğitimlerine zarar verebilecek işlerde çalışmaktan korumalıdır.”
Çocuk Hakları Sözleşmesinin 32. maddesinde Devletlerin çocukları tehlikeye atacak, sağlıkları ya da eğitimlerine zarar verebilecek işlerde çalışmaktan koruması gerektiği yazıyor. Bugün Türkiye’de çocuk işçiliği, bizzat eğitim sistemi içinde kurumsal bir mekanizma haline gelmiş durumda. Öğrenci sıfatını taşıyan çocuk işçiler boylarından ve yaşlarından büyük makineler arasında hayatlarını kaybediyor.
İş sağlığı ve güvenliğinden öğretmen sorumlu
MESEM kapsamında piyasada asgari ücretin çok altına çalışan çocukların işyerlerindeki iş güvenliğinden sorumlu kişi ise iş sağlığı ve güvenliği uzmanı (İSG) değil, koordinatör öğretmen. Bu denetim sistemi öğretmen ile işvereni karşı karşıya getiriyor. İşveren çoğunlukla çocukları işten atmakla tehdit ettiği için süreç işveren lehine sonuçlanıyor.
Mesleki ortaokullar yaygınlaştırılıyor, çalışma yaşı 10’a düşüyor.
Tüm bunlara ek olarak, mesleki eğitimin kapsamı genişletiliyor. Beceri Geliştirme Programı kapsamında 2024 yılı yaz döneminde zanaat atölyeleri açıldı; 18 ilde 271 okulda 129 modüler kurs programı kapsamında eğitimlere başlandı. Ortaokul öğrencileri için mesleki ve teknik Anadolu lisesi bünyesinde mesleki ortaokullar açılacak. Şubat ayında İzmir Ticaret Odası toplantısında İl Milli Eğitim Müdürü İzmir’de 10 mesleki ortaokul açılması için teftiş raporlarının hazırlandığını dile getirmişti. Mesleki ortaokulların yaygınlaşmasıyla birlikte çocuk işçiliği fiilen 10 yaşa kadar inecek.
“Her çocuk yaşama hakkına sahiptir.”
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle mevcut eğitim sistemiyle artan çocuk işçiliğine kısaca vurgu yaptık. Bu yıl yalnızca iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk sayısı – İSİG Meclisi’nin yerel kaynaklardan ve kendisine gelen bildirimden tespit edebildiği kadarıyla– 81. Buna ev içi şiddet, akran şiddeti, ihmal, istismar ve yangın gibi nedenlerle yaşamını yitiren çocuklar dâhil değil.
20 Kasım Dünya Çocuk Haklarında öncelikli olarak Çocuk Hakları Sözleşmesinin 6. maddesini hatırlatmak istiyoruz: “Her çocuk yaşama hakkına sahiptir. Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterir.”
