Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından Kahramanmaraş, Elbistan ve Adıyaman’da gerçekleştirilen çalışmada farklı türlerde asbest tespit edildi. Çalışmanın sonuçları rapor olarak kamuoyu ile paylaşıldı.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler ve 20 Şubat 2023 Hatay merkezli depremin ardından 11 ilde büyük felaket yaşanmış, çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetmişti. Depremlerin ardından bölgedeki yıkık ve yıkılması gereken bina stoku ise ikincil bir felaket olarak sürekli uzmanlar tarafından dile getirildi. Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından 28 Ağustos-16 Eylül 2023 tarihleri arasında deprem bölgesinde yürütülen asbest varlığına ilişkin çalışmanın sonuçlarını içeren rapor dün gerçekleştirilen basın açıklaması ile birlikte kamuoyu ile paylaşıldı. TÜRKAK tarafından akredite edilmiş bir laboratuvarda gerçekleştirilen analizlerin sonucuna göre, Adıyaman, Maraş ve Elbistan’da alınan örneklerde asbest tespit edildi.
Basın açıklamasında TTB adına söz alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, Hatay’daki partikül madde yoğunluğunun Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği ortalamanın üç kat üstünde olduğunu belirtti. Temiz Hakkı Hava Platformu Koordinatörü Deniz Gümüşel ise hem DSÖ hem de Türkiye’deki ulusal mevzuata göre asbest için belirlenmiş herhangi bir güvenli limit değerin olmadığını ve Türkiye’deki mevzuatta da sadece kontrollü çalışma ortamları için bir sınır değer tanımlandığını vurguladı. Gümüşel ayrıca deprem bölgesindeki enkaz kaldırma çalışmalarında çok yoğun bir toz kirliliğinin yaşandığını ve bu tozun asbestin şehir içinde yayılımını arttıracak bir risk unsuru olduğunu da belirtti.
Deprem bölgesinde asbestin varlığı
Asbest, insanda kanser yaptığı bilimsel olarak kanıtlanmış 1. Grup maddeler arasında yer almakta ve asbestin başta akciğer zarı kanseri ve asbestozis gibi akciğer rahatsızlıkları olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açtığı bilinmekte. Dünya genelinde her yıl 255 bin kişi asbest nedeniyle hayatını kaybediyor. Asbestin çok az miktarda solunması bile sağlık riski oluştururken, etkilerinin ortaya çıkış süresi 10 ila 50 yıl arasında değişmekte.
Adıyaman’da 30 örneğin ikisinde, Maraş’ta 21 örneğin sekizinde, Elbistan’da ise 15 örneğin ikisinde farklı türde asbest tespit edildi.
Raporda, 2010 yılından itibaren Türkiye’de her tür asbest madenciliği, ticari kullanımı ve satışının yasak olmasına rağmen hem eski bina stoğunda hem de kaçak kullanım sonucu yeni binalarda yalıtım malzemesi olarak kullanıldığının bilindiği belirtiliyor. Bu bilgiden yola çıkarak THHP ve TTB tarafından yapılan çalışmada Adıyaman’da 30 örneğin ikisinde, Maraş’ta 21 örneğin sekizinde, Elbistan’da ise 15 örneğin ikisinde farklı türde asbest tespit edildi. Çevre Mühendisleri Odası’nın da Alman Welle televizyonu ile birlikte yürüttüğü Eylül 2023 tarihli çalışmada, Hatay ilindeki dört ayrı ilçe/beldede yapılan örnekleme sonucu 45 numunenin 16’sında asbest tespit edilmişti.
Yapıların çeşitli bileşenlerinde bulunan asbestin, deprem sırasında ve sonrasında yürütülen enkaz kaldırma ve taşıma işlemleri sırasında bu yapı bileşenlerinin parçalanması sonucu ortaya çıktığı ve solunan havaya karıştığı ve kent içinde rüzgâr ve diğer etmenlerle taşındığının da tahmin edildiği bilgisi de raporda yer alıyor.
Mevzuat uygulanmıyor
Yönetmelikle belirlenen önlemler dikkate alınarak bina enkazlarının kaldırılması durumunda asbeste maruz kalma riskinin azalacağı belirletilen raporda, asbestin yönetilebilir bir risk olduğu vurgulanıyor. Tehlikeli atık sınıfında olduğu için tehlikeli atıklara özel tesislerde nihai bertarafının gerçekleştirilmesi gereken asbet için enkazların kaldırılması ve ağır hasarlı binaların yıkılması esnasında ulusal mevzuatta yer alan önlemlerinin hiçbirinin alınmadığı da belirtiliyor.
Asbest ile mücadelede neler yapılabilir?
Temiz Hava Hakkı Platformu ve Türk Tabipler Birliği tarafından basın toplantısında kısa ve uzun dönemli çözüm önerilerine de değinildi. Buna göre, enkazı henüz kaldırılmamış tüm binalarda asbest riski değerlendirilmeli, asbestin güvenli bir şekilde nihai bertarafına yönelik atık yönetim altyapısı güçlendirilmeli, özellikle kamu kurumlarındaki asbest analiz altyapısı hızla geliştirilmeli ve başta deprem bölgesinde olmak üzere ülke genelinde, Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelikte tanımlandığı şekliyle “asbest söküm çalışanı” ve “Asbest söküm uzmanı” yetiştirmek üzere daha sık, yaygın ve hızlandırılmış eğitim programları düzenlenmeli; sertifikalı çalışan ve uzman sayısı arttırılmalı.